TBMM Başkanı Kurtulmuş, canlı yayında soruları yanıtladı: (1)
Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümüne ilişkin TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Bu yıl çok özel bir yıl dönümü. Bu nedenle tüm kurum ve kuruluşlar 100’üncü yıl coşkusuna ortak olmak için büyük çaba harcıyor.” söz konusu.
Kurtulmuş, Birinci Meclis Binası’nda gerçekleştirilen CNN Türk canlı yayınında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
Programın başında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1933’te Cumhuriyetin 10. yıl dönümünde yaptığı konuşmadan kısa bir bölüm izlendi.
Birinci Meclis’te Cumhuriyetin 100’üncü yılında neler hissettiği sorulduğunda Kurtulmuş, “Şunu ifade etmek isterim ki, Cumhuriyetimizin ilan edildiği bu kadar güzel bir salonda Önder olarak yayın yapıyor olmak beni çok onurlandırdı. Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı yapıldı.” “Bu benim için büyük bir mutluluk ve büyük bir onurdur.” dedi.
Cumhuriyetin büyük emekler sonucunda elde edildiğini belirten Kurtulmuş, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu süreçlerde emeği geçen ve emeği geçenleri rahmet, minnet ve saygıyla anarak, kahraman şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
100’üncü yıl kutlamalarına vatandaşların büyük katkı sağladığını belirten Kurtulmuş, “Bu büyük bir onur, büyük bir mutluluk. Böyle dönemler hem geçmişi hatırlamak, hem geçmişten ders almak, hem de atacağımız adımları atmak için yenilenme ve kararlılığı beraberinde getiriyor. Geleceğe çok daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağız.” ve kararlılığımızı yeniden ortaya koymak için bir fırsattır. İnşallah Türkiye Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı dünyada sözü güçlü, gücü etkili bir Türkiye yüzyılı olarak anılacaktır. Nasıl ki ecdadımız şan ve şerefle çalışarak, zorlukları aşarak bu günlere geldiyse, bundan sonra da Cumhuriyetin ikinci yüzyılı anılacaktır. “21. yüzyılda da tüm vatandaşlarımızla aynı kararlılıkla yola devam etmemiz gerekiyor.” söz konusu.
Birinci Meclis Binası’nın aynı zamanda önemli, stratejik kararlara sahne olduğunu belirten Kurtulmuş, bu binanın aynı zamanda Cumhuriyetin 100. yıl kutlamalarına da ev sahipliği yapacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, tüm vatandaşları evlerini, dükkânlarını ve arabalarını Türk bayraklarıyla süsleyerek Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümünü selamlamaya davet ettiğini hatırlatarak, “Sizce coşku nasıl? Bazı değerlendirmelerde bazı siyasiler sorup sormadıklarını söyledi. Resmi kurumlar açısından daha coşkulu bir hazırlık yapılabilirdi, kutlanabilirdi.” “Farklı bir şey planlanabilir miydi?” şeklinde düşüncelerini duyuyorum. Soruya yanıt veren Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bu yıl çok özel bir yıl dönümü. Bu nedenle tüm kurum ve kuruluşlar 100’üncü yıl coşkusuna ortak olmak için büyük çaba harcıyor. Böyle bir algı yaratılmasını gerçekçi bulmuyorum. Kimisi çok cumhuriyetçi, kimisi çok Cumhuriyetçi gibi. Daha az cumhuriyetçiyiz ya da cumhuriyetten uzak durduğumuz algısını doğru bulmuyorum.Böyle bir algı özellikle 100.yılda ortak sevincimize gölge düşürecek siyasi bir argümandır. bunu şiddetle reddediyorum. Yani cumhuriyet kimsenin babasının malı değildir. Kimsenin tekelinde değildir. Yani cumhuriyet bizimdir. Sadece rejim sorunu değil, aynı zamanda bir sorun haline gelmiştir. Bu yüzyılda milletin asimile ettiği yaşam biçimi, demokratikleşme süreçleri, çok sesliliği, hukukun üstünlüğü ve daha birçok sorunuyla… İnsanlar neden dükkanlarına bayrak asıyor, neden evlerine bayrak asıyor, bu başarıyı asıyorlar çünkü. bunu içselleştirmişler.
Herkese eski çağlarla ilgili bu tartışmaları durdurmalarını tavsiye ediyorum. Bu ülkede kimse kimseden daha cumhuriyetçi değil. Cumhuriyetçi olmak, yani cumhuriyetçi olmak kimsenin elinde değildir. Herkes cumhuriyete eşit ve özgürce destek veriyor. Bunu bir şekilde çoğaltmamız ve sunmamız gerekiyor. Bazen amacını aşan bazı açıklamaları kabul etmediğimi ve doğru bulmadığımı belirtmek isterim. Peki “Ben daha cumhuriyetçiyim, sen daha az cumhuriyetçisin” diye tartışmanın ne faydası var?
“Milli ve manevi değerlerin sözcüsü, sahibi olmak hiç kimsenin hakkı ve görevi değildir.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kurtulmuş, bazı kişilerin cumhuriyetçilik ile milletin milli ahlak değerleri arasında çelişki bulunduğunu vurguladığını belirterek, şöyle devam etti:
“Bu çok yanlış. Bu eski dönemlerden kalma bir kalıntı. 100’üncü yıl vesilesiyle bunu bir şekilde bir kenara bırakmamız lazım. Yani cumhuriyet kimsenin münhasır olmadığı gibi kimsenin hakkı da değildir.” milli ve manevi değerlerin sözcüsü veya sahibi olmayı görev edinmiştir.85 Milyonlarca insanın ezici çoğunluğunun ortak değerlere inandığı, aynı ortak inançlara sahip olduğu, milletimizin ezici çoğunluğunun cumhuriyeti bir devlet olarak gördüğü bir ortamımız var. Gurur kaynağı, dini, manevi, milli değerlere dayalı bir ayrım yok ve ‘Bu bize ait.’ ‘Cumhuriyetin sahibi biziz, diğerlerinin değil’ anlamına da gelmez. Bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür demek büyük haksızlıktır.
İkinci sorun ise bunun da zaman zaman gündeme gelmesi. Nasıl ki Osmanlı başka bir milletin tarihiyse, Cumhuriyetimizi ilan etmeden önceki o tarih de bizimle ilgili bir tarih değildi. Evet eleştirilecek yönleri olabilir, her dönemin eleştirilebilecek yönleri olabilir. Ancak Osmanlı Devleti de Cumhuriyet de milletimizin, Türk milletinin ortak tarihinin safhalarıdır ve birbirlerinin devamıdır. Yönetim durumu değişti. Millet de millet gibidir. İman da inanç gibidir. “Birinin ülkesine olan sevgisi, kişinin ülkesine olan sevgisi gibidir.”
“Tarihimizi evrelere ayırarak değerlendirmek son derece yanlıştır.”
Bir ulusun, özgürleştirilmiş ve iyileştirici koşullar altında, parçalanmış ve dağılmış bir dünya devletinin küllerinden yeni bir cumhuriyet yükseltmeyi başardığını belirterek, “Tarihimizi aşamalara bölmek ve bir aşamayı ait değil olarak düşünmek son derece yanlıştır. diğer aşama bize aittir. Bu iki hastalık “Bundan kurtulmamız lazım. Cumhuriyetimiz ile inanç değerlerimiz arasında çelişki olduğu algısını oluşturmak, tarihimizin farklı evrelerini birbirine karşıt, birbirine düşman, milletimizle ilgisi olmayan bir şekilde sunmak yanlıştır. 100’üncü yılımıza kadar bu hatalardan kurtulmamız gerektiğinin altını çizmek isterim.” dedi.
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı zaman zaman incitici, aşağılayıcı ve saygısız tavırların olduğunu düşünüyor musunuz?” Kurtulmuş, soru üzerine, “Milletimizin büyük çoğunluğunun, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Cumhuriyeti kuran takımlara karşı saygı ve minnet duyguları vardır. Bazı marjinal şeyler olabilir ama bunların milletimizi bağlamadığını düşünüyorum. ” Cevap verdi.
“Elbette ‘ben’den ‘biz’e geçiş Cumhuriyetin en önemli kazanımıdır.”
Cumhuriyetin en değerli başarılarına değinen Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Elbette ‘öz’den ‘biz’e sorunsuz geçiş Cumhuriyetin en önemli kazanımıdır. Sadece bir çevrenin değil, bütün milletin sözünü, soluğunu ve kararını esas almak, milli iradeyi ve milli egemenliği tesis etmek … Herkes kendi farklılıkları içinde fikrini ifade edebilir.” Milli kimliğin bir parçası haline gelmek ama sonuçta çoğunluğun kararı doğrultusunda yani milli irade doğrultusunda yönetilecek bir Türkiye’nin inşa edilmesinin milletin temel beklentisi olduğuna inanıyorum. Eğer öyle olmasaydı bu sonuca ulaşamazdık. Bu bizim ortak fikrimizdir, en temel Cumhuriyet kazanımımızdır. Öyle olduğuna inanıyorum.”
“Ülke yararına olacak sorunlarda birlikte hareket etmeyi başaracağız.”
Bir başka soruya da yanıt veren Kurtulmuş, görüş farklılığının merhamet meselesi olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Sonuç olarak ‘Bu benim fikrim.’ Milletin işlerinin milletin çoğunluğunun kararı doğrultusunda yönetildiği bir Türkiye… Siyasette onlarca yıldır dileğimiz budur, bundan sonra da böyle olacaktır, bunu zaman zaman söyledik. Siyasi çatışma, gerilim vb. ortamlarda farklı fikirlerimiz olur, biz birbirimize düşman partiler değiliz, birbirimize rakip partileriz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Muhtemelen farklı fikirlerimizi yüksek sesle tartışacağız. Ama sonuçta ülke yararına olacak sorunlarda birlikte hareket etmeyi başaracağız.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde insanların bir araya gelerek ortak konularda birlikte karar alabildiğini vurgulayan Kurtulmuş, bunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin demokratik olgunluğunun değerli bir göstergesi olduğunu belirtti.
(Devam edecek)